Yalnız kılan kadının namazı
Kadınlar, "Sabah namazının sünneti" şöyle kılar:
1- Vücûdun şekli belli olmayacak şekilde, tepeden tırnağa kadar örtünür. Yalnız eller ve yüz açık kalır. Ellerini kol ağzından dışarı çıkarmaz. Namazda, kadınlar için iyi örtülü olmanın en kolay şekli, ellerini de örtecek geniş bir başörtüsü ve ayaklarını da örtecek, geniş ve uzun bir etektir.
Önce kıbleye karşı dönülür. Ayaklar birbirinden dört parmak kadar açık olarak paralel tutulur. Tekbir alırken elleri erkekler gibi kulaklara götürmez. İki eli omuz hizâsına kaldırarak, “Niyet ettim. Allah rızâsı için bu günün sabah namazının sünnetini kılmaya, döndüm kıbleye” diye kalbden geçirildikten sonra, “Allahü ekber” diyerek, tekbir alır ve sonra sağ eli, sol elin üstünde olarak elleri göğsü üzerine koyar ve namaza başlar. Bilek kavramazlar.
2- Kıyamda gözleri, secde edilecek yerden ayırmaksızın:
a) Sübhâneke, okunur.
b) E’ûzü Besmeleden sonra Fâtiha, okunur.
c) Fâtihadan sonra Besmele okunmaksızın bir zamm-ı sûre (meselâ; Elem terakeyfe..) okunur.
3- Zamm-ı sûreden sonra "Allahü ekber" diyerek rükü’a eğilinir. Rükü’da dizleri dik olmaz. Sırtları düz olmaz. Parmaklarını bitişik olarak dizleri üstüne koyarak en az üç defa "Sübhâne Rabbiyel-azîm" (5 veya 7 de olur) denir.
4- "Semi’allahü limen hamideh" diyerek doğrulunur. Doğrulurken, gözler secde yerinden ayrılmaz. Tam dik durunca, “Rabbenâ lekel hamd” denir.
5- Ayakta fazla durulmadan "Allahü ekber" diyerek secdeye gidilir. Secdeye giderken sırası ile;
a) Sağ diz, sonra sol diz, sağ el, sonra sol el, burun ve alın yere konur.
b) Ayak parmakları kıble istikâmetinde bükülür.
c) Baş iki elin arasına konur,
d) Elin parmakları bitişik tutulur,
e) Avuç içleri yere yapıştırılır. Secdede alçalıp, kollarını karnına yakın olarak yere serer. Karnını uyluklarına yapıştırır.
f) Bu vaziyette iken en az üç defa "Sübhâne rabbiyel-a’lâ" denir.
6- Sonra, “Allahü ekber” diyerek secdeden kalkılır ve uylukların üzerine oturup, ayaklarını sağa yatık çıkarır. Ya’nî sağ ve sol ayaklar, sağ tarafta olup, sol uyluğu üzerine oturur. Eller dizlere uzatılır.
7- Sübhâhallah diyecek kadar oturduktan sonra, "Allahü ekber" diyerek, tekrar secdeye varılır.
8- Secdede, yine en az üç defa "Sübhâne rabbiyel a’lâ" dedikten sonra “Allahü ekber” diyerek ayağa kalkılır. Ayağa kalkarken, ellerle yerden kuvvet alınmaz ve ayaklar yerinden oynatılmaz. Secdeden kalkarken önce alın, sonra burun, sonra da sol el ve sağ el, sonra sol diz ve sağ diz yerden kaldırılmalıdır.
9- Ayakta iken Besmeleden sonra Fâtiha ve bundan sonra bir zamm-ı sûre okunup, "Allahü ekber" diyerek rükü’a eğilinir.
10- İkinci rek’at de, birinci rek'atte târif edilen şekilde tamamlanır. Yalnız ikinci secdeden sonra, "Allahü ekber" deyince, ayağa kalkmayıp yukarıda bahsedildiği şekilde oturulur ve:
a) "Ettehıyyâtü", "Allahümme salli", "Allahümme bârik"ve "Rabbenâ âtinâ" duâlarını okuduktan sonra, önce sağa, "Esselâmü aleyküm ve rahmetullah", sonra sola "Esselâmü aleyküm ve rahmetullah" diye selâm verilir.
b) Selâm verdikten sonra, "Allahümme entesselâm ve minkesselâm tebârakte yâ zel-celâli vel-ikrâm" denir ve hiç konuşmadan sabah namazının farzını kılmaya kalkılır. Çünkü, sünnet ile farz arasında konuşmak namazı bozmaz ise de sevâbını azaltır.
Sabah namazının sünneti ile farzı arasında kılınış bakımından bir fark yoktur. Aynı şekilde farz da kılınır. Sadece niyet farklıdır. Farza niyet edilir.
Farzı da bu şekilde kıldıktan sonra, üç kere "Estağfirullah" denir, sonra, "Âyet-el-kürsî" okunur ve tesbih çekilir. Yani, otuzüç defa, Sübhânellah, otuzüç defa Elhamdülillah, otuzüç defa Allahü ekber denir. Sonra, Lâ ilâhe illallah vahdehu lâ şerîkeleh, lehülmülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr, denir.
Daha sonra duâ edilir. Duâ ederken, eller göğüs hizâsına kaldırılır. Eller göğe doğru açılarak avuçların içi yüze doğru biraz meyilli tutulur ve iki elin arası açık bulundurlur. Dirsekler yanlara yapışık olmaz.
Dört rek'atlı sünnetlerin ve farzların ikinci rek’atından sonra tehıyyat okuyup kalkılır. Sünnetlerin üç ve dördüncü rek'atlarında Fâtihadan sonra, zamm-ı sûre okunur. Farzların üçüncü ve dördüncü rek'atlarında yalnız Fâtiha okunur, zamm-ı sûre okunmaz. Akşamın farzı da böyledir. Ya’nî üçüncü rek'atında zamm-ı sûre okunmaz. Vitrin üçünçü rek'atında da, Fâtiha ve zamm-ı sûre okunduktan sonra tekbîr getirip eller yanlara salınmadan omuz hizâsına kaldırılır. Sonra "Kunut" duâları okunur. Gayr-i müekked olan ikindinin ve yatsının önceki sünnetleri de diğer dört rek'atlı sünnetler gibidir. Ancak, ikinci rek’attan sonraki oturmada tehıyyattan sonra Allahümme salli ve bârik de okunur. Ayrıca, üçüncü rek'ate ayağa kalkıldığı zaman, birinci rek'atte olduğu gibi, Fâtiha ve zamm-ı sûreden önce Sübhâneke ve sonra E’ûzü Besmele de okunur.
Cemaatle kılarken
İmâmla birlikte kılarken, ayakta iken imâm içinden okusa da, yüksek sesle okusa da, cemaat bir şey okumaz. Yalnız, birinci rek'atte, Sübhâneke okur. İmâm, yüksek sesle Fâtihayı bitirince, cemaat yavaşça "âmîn" der. Bunu yüksek sesle söylememelidir. Rükü’dan kalkarken, imâm "Semi’allahü limen hamideh" deyince, cemaat yalnız, "Rabbenâ lekel hamd" der. Sonra eğilirken "Allahü ekber" diyerek, imâmla birlikte cemaat de secdeye gider. Rükü’da, secdelerde ve otururken yalnız kılar gibi cemaat de okur.
Vitir namazı, Ramazanda cemaatle kılınır. Başka zamanlarda yalnız kılınır. |