4- KÂBE'NİN TÂMİRİNDE HAKEMLİĞİ (605 M.)
Hz. İbrâhim ve Hz. İsmâil tarafından yapılmış olan Kâbe, geçen uzun asırlar içinde yağmur ve sel suları ile harabolmuş, tâmir edilmesi gerekmişti.
Kureyşliler, Kâbe binasını yıkarak, yeniden yapmaya karar verdiler. Yardımlar toplandı, gerekli malzeme temin edildi. Hz. İbrâhim'in yaptığı temele kadar yıkarak, duvarları yeniden örmeğe başladılar. Ancak; "Hacer-i Esved"i yerine koyma sırası gelince anlaşamadılar. Kureyş'in bütün kolları, bu şerefin kendilerine âit olmasını istiyordu. Anlaşmazlık dört gün sürdü, kan dökülmek üzereydi ki,(45) Kureyş'in en ihtiyarı Ebû Ümeyye veya Huzeyfe b. Muğîre"Harem kapısından ilk girecek zâtın hakem yapılarak, onun vereceği karara uyulmasını" teklif etti.(46) Bu teklif kabul edildi. Az sonra kapıdan Hz. Muhammed (s.a.s) girmişti. Buna o kadar sevindiler ki, "el-Emîn, el-Emîn, O'nun hakemliğine râzıyız..." diye bağrıştılar.Yanlarına gelince, durumu anlattılar.
Hz. Muhammed (s.a.s.), üzerine Hacer-i Esved-i koyduğu yaygının uçlarını Kureyşin ulularına tutturdu; hep berâber, konulacağı yere kadar taşıdılar. Hz. Peygamber (s.a.s.)'de taşı alıp yerine yerleştirdi. Anlaşmazlığın bu şekilde çözümlenmesi herkesi memnûn etti. Böylece büyük bir felâket önlenmiş oldu.(47)
Bu olay, Hz. Muhammed (s.a.s.)'in zekâ ve dirâyeti yanında, O'nun Mekkeliler arasındaki sonsuz itibâr ve güvenini de göstermektedir. Bu esnâda Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) 35 yaşında idi.
Kâbe'nin tâmirinde Hz. Peygamber (s.a.s.) de bizzât çalışmış, taş taşımış, hatta bu yüzden omuzları yara olmuştu. Bir defa, amcası Abbâs'ın sözüne uyarak, taş acıtmasın diye elbisesini omuzuna topladığında vücûdu açılıverince baygın halde yere düşmüştü. Rasûlullah (s.a.s.) o andan sonra hiç üryân görülmemiştir.(48)
(40) İbnü'l-Esîr, el-Kâmil 2/39
(41) İbnü'l-Esîr, a.g.e., 2/39
(42) Her iki hutbenin metin ve tercemeleri için bkz. Târih-i Din-i İslâm, 2/ 47-48
(43) İbn Hişâm, 1/201. Beşyüz altın veya beşyüz dirhem.. gibi rivâyetler de vardır.
(44) Ebûl-Âs ile ilgili daha geniş bilgi için, bkz. Tecrid Tercemesi, 2/373-376, (Hadis No: 313'ün izâhı)
(45) Abdü'd-dâroğulları, ellerini bir çanaktaki kana batırarak, "kanımız dökülmedikçe, bu konuda kimse bizim önümüze geçemez" diye yemin etmişlerdi. (Tarih-i Din-i İslâm, 2/55)
(46) Târihi-i Din�i İslâm, 2/55
(47) Bkz. İbn. Hişâm, 1/209; İbnü'l-Esir, a.g.e., 2/45; Tecrid Tercemesi, 6/40-44
(48) el-Buhârî, 1/96; Tecrid Tercemesi, 2/240, Hadis No. 237 ve 6/48
HZ. MUHAMMED (S.A.S.)'İN PEYGAMBERLİK DEVRİ (610-632)
Hz. Muhammed (s.a.s.) 40 yaşında Peygamber oldu. 23 yıllık Peygamberlik devresinin 13 yılı Mekke'de, 10 yılı Medine'de geçti. Bu itibârla Peygamberlik devresinin:
a) Nübüvvet'den Hicret'e kadar devâm eden 13 yıllık süresine "Mekke Devri" (610- 622);
b) Hicretten vefâtına kadar olan 10 yıllık süresine de "Medine Devri" (622-632) denir. |